21 Mart 2016 Pazartesi

Kış Bahçesi Kitap Yorumu

Gönderen Unknown


                                                      Sayfa Sayısı: 320

                                            Baskı Yılı: 2015

                                          Yazar: Güray Süngü



                                               Dili: Türkçe

                                        Yayınevi: Okur Kitaplığı

Ödüller:Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü






                                                  Arka Kapak:

Kendine hitaben bir şeyler söyle, aklım boş ve yorgunum dışında bir şeyler söyle, kelime olur, cümle olur, her şey olur. Sık sık onayla kendini, haklı çıkar, kendine hak ver, evet haklıyım de, ben demiştim de, ama görmediniz, farkına varmadınız de, dediklerine inan,
önce sen inan, sonra insanlara… Onlara… 

Gözlerinin içine bakarak…


                                                Kitap Yorumu:

Kış Bahçesi, okuduğum ilk Güray Süngü romanı, Süngü’nün yazarlığı hakkında genel değerlendirme yapamayacağım fakat o yazılarındaki, betimlemeler olsun kurgu olsun, geç fark ettiğim için üzüleceğim bir yazar niteliğinde.

Kış Bahçesi, bir genç kızın kendini ölümsüzleştirmek adına bir yazarın hayatına girmesini konu alır.


Roman denilince akla hep basit sözcüklerle kurgulanmış olay gelir değil mi ?

 Oysa ‘‘Kış bahçesi’’ adlı romanda yazar kendince konuşarak olay kurgusu değil ‘kelime kurgusu ‘ yapmış. Bir şeyi,bir olayı anlatacağı zaman çok uzun hatta bazı yerlerde en az iki sayfa boyunca sadece betimlemeler yaparak konu dışına çıkmış ama aslında konunun dışına çıkmamış hissi veriyor. Bu tür zihin oyunları ile sizi kandırıveriyor. 

Buna rağmen dil berrak ve akıcı. Karakterlerin kafa karışıklığı kitabı karışık hale getirmemiş.


Aziz eserin başkahramanıdır ve 3 tane romanı yayımlanmış bir yazardır.Yazarlığında zirvede olduğundan kibir ile özgüven arasındaki o kıldan ince çizgide bir cambazdır. En son romanını terk edildiği Hande adındaki bir sevgilisini yayımladığı romanına verdiği bir karakterdir. Hayatını artık sürekli evde geçirmektedir. Her şeyden elini eteğini çekip sadece kendini yazmaya veren bir yazar klişesinin bariz örneğini oynamaktadır.




Tamda böyle bir dönemde eve kapandığı sırada bir iş adamından teklif almaktadır. Yapacağı iş ise sadece sabahtan öğlene kadar Hande adındaki tanımadığı bir kızı takip edip bunları akşam not edip gözlemlerini iş adamına faks ile göndermektir. İlk başlarda bu işin yeterince saçma olduğunu düşünse de olayı da fazla eşelemeden iş teklifini kabul eder. 

Derya, Aziz’in bütün eserlerini okumuş ve kendisine hayran olan bir okurdur. Yazarın bütün eserlerinde kendi yaşamına benzeyen yönleri bulmuştur. Fakat okuduğu yazarlar gibi aynı şeyleri hissettiği halde hissettiklerini bir türlü kâğıda geçirememektedir..



İkinci başkahraman (?) Harun da başka bir kitabın başkahramanı olabilecek kadar düşündürücü ve dikkate değer bir karakter. Aslında düşünce yapısını çok beğendiğimi söyleyebilirim. 60’ında olmasına rağmen eğer kitapta gerçek yaşı söylenmeseydi muhtemelen 25’inde delikanlı olduğunu düşüneceğim bir karakter.



Kitap, bir yazarın kendini eve kapatması ve yazdığı romanlarla, hikayelerle ölümsüzlüğe ulaşmaya çalışırken aslında yanı başında muhteşem bir hikayenin yine bir o kadar özgün kahramanını kaçırmış olmasını anlatıyor. 


Ayrıca bu kitabı okulumun düzenlediği söyleşi sayesinde tanıdım ve yine okulumun sayesinde yazarla tanışma, karakterler, kitap, kitabın sonundaki olayla alakalı konuşma, soru sorma fırsatı buldum. İsterseniz o söyleşi hakkında da bir yazı paylaşabilirim ilerki paylaşımlarımda.


Kitabı hepinize öneriyorum. Kesinlikle şans verin.Ve yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum eğer sizin okuduğunuz ve bana önermek istediğiniz bir kitabı varsa yoruma bırakırsanız çok mutlu olurum.



Kitaptan alıntılar:

Yaz çocuğum, ölümsüz olmak için gereken kelimeler, içimden çıkmak için sizin çabanıza ihtiyaç duyar, nokta.






"Bir oyunsa bu, Allah şahit, çok kötü olur" da dedim.

"Ne yaparsın oyunsa delikanlı," dedi adam.

"Hiç" dedim, "seni öyle bir affederim ki, utancından ölürsün."


Kapı eşiklerini sever misiniz? Aşınmışı makbüldür.





Kalbin selameti için bazı şeyler google'da aratılmamalıydı, bir kitabın içinde, sayfaların arasında bulunmalıydı bazı şeyler, öncesinde uzun uzun aranıp.
Ya da damakta çay tadıyla sorar cevap alırken yaşlı bir bilge adama, oraya doğru sürüklenmeliydi sohbet.




Kendimden sakladığım rahatsızlığım kendim tarafından fark edildi, sanırım dün gece, sanırım bu sebeple keyifsizim bugün, sanırım anlatmayacağım hemen.




Üçüncü kitap yorumumun da sonuna geldik. Umarım iyi gidiyorumdur. Üçüncü paylaşımımı bu kitaptan yana kullandım çünkü ilk iki paylaşımımda popüler kitapların yorumunu yapmıştım ve onları okuyup da bunu okumamanız kayıp olurdu zannımca. 


Bir sonraki paylaşımda görüşmek üzere!







0 yorum:

Yorum Gönder

.

 

KİTAP İKİZİ Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review