Sayfa Sayısı: 392
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus
Orijinal Adı: Red Queen
Seri Sıralaması: 1 / 4
Arka kapak yazısı:
İnsanlarin Kana Göre Sınıflara Ayrıldığı, Bir Düzen… Büyülü, Tanrısal Yetenekleriyle Diğerlerine Hükmeden Gümüşler, Onların Gölgesinde Hayatta Kalmaya Çalışan, Sıradan Kızıllar… İktidar Tehlikeli Bir Oyundur. Peki, Kazanmak İçin Ne Kadar Kan Kaybetmek Gerekir?
Kitap yorumu:
Mare Barrow, ana karakterimiz. Onun dünyasında insanlar kan rengine göre ikiye ayrılıyor.
Kızıllar, farklı bir deyişle köleler. Gümüşleri memnun etmek için ölümüne çalışıyor ve yine onları korumak için ölüyorlar.
Gümüşler, halkın elit kısmı. Gümüş olmanın verdiği rahatlıkla yaşayıp günlerini gün ediyorlar. Kendilerini kızıllardan farklı görmelerinin bir nedeni var. Gümüşlerin kanı gerçekten gümüş ve çok özel yeteneklere sahipler; suyu yönetme, ateşi yönetme, zihni yönetme...
Mare Barrow 17 yaşında bir kızıl. Daha önce de dediğim gibi kızıllar gümüşleri korumak için ölüyorlar...
Her kızıl 18 yaşına bastığında eğer kendine bir iş bulamadıysa kız erkek farketmeden zorunlu göreve, askere alınıyor. Savaşmak için, gümüşler uğruna ölmek için.
Mare'de her zorunlu göreve alınacak kişi gibi bu durumu kabullenmiş ve zorunlu göreve alınmayı bekliyor.
Ve işler tam bu noktada karışıyor. Hiç beklenmedik bir zamanda, Mare Gümüşlerin Sarayı'nda, kendini onlara hizmet ederken buluyor. O ihtişamlı saray hayatında Mare'i daha çok tehlike daha çok macera bekliyor.
Ve işler tam bu noktada karışıyor. Hiç beklenmedik bir zamanda, Mare Gümüşlerin Sarayı'nda, kendini onlara hizmet ederken buluyor. O ihtişamlı saray hayatında Mare'i daha çok tehlike daha çok macera bekliyor.
Son olarak şunu sakın ola aklınızdan çıkarmayın
'Herkes herkese ihanet edebilir.'
Kitabı okuduğumda okumadığım ama konusunu bildiğim Beni Seç romanı aklıma geldi. Ama benzettiğim kısım en fazla 5-6 sayfa sürdüğünden pek sorun olmadı benim için.
Karakterlere gelmek gerekirse, Gisa ve Kilorn karakterlerini daha çok görebilmeyi isterdim. Daha hoş bir havası olurdu muhtemelen. Özellikle Kilorn ve Mare arasındaki ilişkiyi kitaptan daha fazla görebilmek beni iki karakterede daha çok bağlardı eminim.
Spoilersiz bir yorum girmeye çalıştığım için pek bir şey söyleyemedim ama kitabı çok beğendiğimi söylemek istiyorum. Ve hepinize öneriyorum.
Ayrıca Pegasus yayınları çok iyi iş çıkarmış bu konuda. Çevirisi de kusursuzdu zaten.
Kitabın sinemaya uyarlanma opsiyonunu Universal satın almış. Hikayeyi filme uyarlama göreviyse Breaking Bad'in Gennifer Hutchinson'ına verilmiş.
Kitaptan Alıntılar:
“The truth is what I make it. I could set this world on fire and call it rain.”
“Anyone can betray anyone.”
“Rise, red as the dawn.”
“Words can lie. See beyond them.”
“Flame and shadow. One cannot exist without the other.”
“In the fairy tales, the poor girl smiles when she becomes a princess. Right now, I don't know if I'll ever smile again.”
“I told you to hide your heart once. You should have listened.”
Çok güzel paylaşımlar var kitapla ilgili. Bakmanızı öneririm;
Kitabı okurken bu playlist'leri dinlemenizi öneririm. Çok güzeller ;
Bu da ikinci kitap. Yurtdışında geçtiğimiz Şubat ayında çıktı diye biliyorum. Ve Pegasus kitabı çeviriye yollamış bile. Umarım kısa sürede çıkar çünkü ikinci kitap için, yeni karakterler için çok umutluyum.
Bende bu kadar! İkinci yorumumla karşınızdayım. Umarım bir şeyler başarmışımdır :) Bir sonraki paylaşımda görüşmek üzere.
0 yorum:
Yorum Gönder
.