Orijinal
Adı: Lola And The Boy Next Door
Yazar:
Stephanie Perkins
Çevirmen:
Aslı Tümerkan
Yayınevi:
Yabancı Yayınları
Sayfa
Sayısı: 320
Tür:
Romantik/Genç Yetişkin
Arka
Kapak:
Geçmişinde kalan çocuk,
gelecekteki aşkı olabilir mi? Henüz kendini geliştirme aşamasındaki tasarımcı
Lola Nolan modaya inanmıyordu... O, kostümlere inanıyordu. Kıyafet ne kadar
parıltılı, eğlenceli ve farklı, yani etkileyiciyse o kadar iyiydi. Ve Lola'nın
hayatı, özellikle de seksi rockçı erkek arkadaşı varken mükemmele gayet
yakındı. Ta ki Bell ikizleri olarak da bilinen Calliope ve Cricket mahalleye
tekrar taşınıp Lola'nın derinlere gömdüğünü düşündüğü acı verici geçmişini günyüzüne çıkarana kadar.
Öncelikle kitabın baya
reklamı yapılmıştı. Ancak o kadar da ilgimi çekmemişti. Sonra bir gün Asena’nın
yorumunu gördüm ve dedim ki almalıyım. Kitabı almam bu şekilde oldu. Ve okumak
için çook saçma bir dönem seçip sınav haftama denk getirdim. Ve kitaba akşam
saatlerinde bir göz atayım derken başlamış bulundum. Ve ertesi gün fizik
sınavım olmasına rağmen bunu umursamayıp kitabı okudum. (annem görmez umarım.)
Kitap bittiğinde ise aynen şöyleydim;
Bu kitabı nasıl
anlatacağım hakkında bir fikrim yok.Çok farklı bir konusu yok ama yine de
farklı hissettiriyor. Böyle çok sevdiğim kitapları anlatırken donup kalıyorum
ama sevmediğim kitapları anlatırken susturana helal olsun. ( derin bir nefes)
Evet, hazırım yoruma geçebiliriz.
Kitap
Yorumu:
Lola Nolan, her gün
farklı bir kılığa giren. Modaya değil, kostümlere inanan bir genç kız. Ve
ayrıca babalarının onaylamadığı rockçı ve aşırı seksi Max ile sevgili.
Hayatında her şey çok güzel gitmese de normal seyrinde ilerliyordu. Ta ki
yıllar önce taşınan komşuları tekrar çıkagelene kadar. Lola onları unuttuğunu
sanıyordu. Ama unutmadığını onu tekrar
gördüğünde anladı. Hiçbir şey yokmuş gibi davranıp sevgilisi ve ailesiyle
normal hayatına devam etmeye çalışsa da işler pek istediği gibi gitmedi. Bir tarafta
çok sevdiğini düşündüğü sevgilisi Max, bir yanda yıllar önce büyük bir etki
bırakarak gitmiş ve hala unutamadığı Cricket Bell.
Kitap geçmiş zaman ve
şimdiki zaman ile anlatılmış. Kitabın en çok eleştiri alan yönü de bu zaten.
Anlatımı karışık gelebilir ama bir yere kadar. Bir zaman sonra alışıyorsunuz ve
hatta hoşunuza bile gidiyor. Kitap aşırı akıcı. Öyle bir oturuşta bitirilebilebilir. Hele reading slump gibi bir dönem içerisindeyseniz kesinlikle
tavsiye edebilirim. Kitaptaki olaylar çok farklı şeyler değil sıradan
denebilecek düzeyde. Kitabı farklı kılan sonu da değil. Hatta sonu gayet tahmin
edilebilir. Kitabı farklı kılan karakterler. Çok özeller. Tanışmak için can
atacağınız türden karakterler. Kitabı bitirdikten sonra çevrenizde bir Cricket
arayışına girmeniz oldukça olası bir durum.
Karakterlere Gelirsek;
Lola Nolan; Kitaba
başlamadan önce Lola’yı sevmeyeceğimi düşünüyordum. Onun sadece ‘farklı’ olmak
için çabaladığını düşünyordum. Ama kesinlikle öyle değil. O bunun için
çabalamıyor bile. Sadece hayal gücünün kendisini ele geçirmesine izin vermiş
biri.Çok fazla pürüz var hem kendisinde hem hayatında. Ama o bunu umursamıyor.
Kusurları onu kusursuz kılıyor. O peruklarıyla, birbirinden bağımsız
kıyafetleriyle tam olarak kendi gibi.
Cricket Bell; Cricket
fazlasıyla utangaç ve çekingen biri. Ama gelmiş geçmiş en sevimli karakter
olabilir.O kadar çok sert, soğuk karakter okudum ki Cricket bende bir nisan
yağmuru hissi bıraktı. Taze ve sıcak. Çok nazik ve düşünceli biri. Ayrıca
oldukça zeki. Tabi Lola ile birlikteyken biraz saçmalayabiliyor. Ama bu onu
daha da sempatik kılıyor. Ne diyeceğim bilemiyorum fangirl duygularım kabardı.
Kısa kesiyorum.
Max; Başlarda çok ısınacağınız karakter. Sonra
esas oğlan olmadığını anlıyorsunuz. Ya karakter hakkında ne desem spoiler olur.
Klasik rockçı, popüler, seksi, kötü çocuk desem anlatabilmiş olur muyum?
Caliope; Cricket’ın ikiz
kız kardeşi. Başarılı olmaya ayarlanmış bir karakter. Sadece fazla kıskanç
özellikle Cricket söz konusu olduğunda.
Alıntılar;
Eğer
ben yıldızlarsam, Cricket Bell koskoca galaksiler eder.
'Yani ikinci şanslara
inanıyor musun?''
''İkinci, üçüncü,
dördüncü. Ne gerekiyorsa. Ne kadar zaman gerekiyorsa. Eğer insan doğruysa.''
''Eğer o insan
Lola'ysa?''
''Ancak diğer insan
Cricket'sa.''
Ay gökyüzünde hareket
ediyor. Ayın ışığı Cricket'ın kirpiklerine vuruyor ve karanlıkta tekrar, bir
zamanlar kalbimi paramparça etmiş bir erkekle yalnız olduğumu fark ediyorum.
Eğer sevgilim olmasaydı beni öpecek bir erkekle. Sevgilim olmasaydı, öpeceğim bir
erkekle. Yine de öpmek istediğim bir erkekle.
Bir şeyin pratik
olmaması, yaratmaya değer olmadığı anlamına gelmez. Bazen güzellik ve gerçek
hayat sihri yeterli.''
''Bazen hata bir olay
değil, bir kişidir.''
Ben modaya inanmıyorum.
Kostümlere inanıyorum. Hayat her gün aynı insan olmak için fazla kısa.
''Nefret ettiğimiz
şeylerden bahsetmek kolay ama bazen bir şeyi tam olarak niye sevdiğimizi
açıklamak zor oluyor.''
Evet yorumum bu kadardı.
Eğer sizde sihirli peri tozlarına inanıyorsanız, bu hikaye tam sizlik.
Kitaba puanım 5/5
Bir sonraki yorumda görüşmek
dileğiyle hoça kalın.
0 yorum:
Yorum Gönder
.